Beş yüz sene sonra
yazdığım bir yazıma daha hoş geldiniz J En son bir akademi yazısı yazmışım ve akademi bitti. Neyse
bunu akademi günlüğü altında yazayım da bol gözüksün J Bir buçuk ay kadar sonra yetenek sınavına
gireceğim. Hala daha seçemedim tiradımı. Ne zor şeymiş karar vermek.
Akademi başladığından beri Eka beni kandırmaya çalışıyor işte “diyet yap, spor yap, daha doğrusu sağlıklı beslen sağlıklı yaşa” diye. Her seferinde geçiştiriyordum ama öyle güzel güzel, tatlı tatlı söylüyor ki. Hemen hemen her besinin neden zararlı veya yararlı olduğunu, salatamda ne kullanırsam metabolizmamın daha hızlı çalışacağını hepsini biliyor ve bana anlatıyordu. Ben hep sallıyordum açıkçası ama o hiç bıkmadı ve ben bir sabah kalktım ve zayıflamaya sağlıklı beslenmeye karar verdim.
Günlerden 29 mart 2013 Cuma idi.
Akademi başladığından beri Eka beni kandırmaya çalışıyor işte “diyet yap, spor yap, daha doğrusu sağlıklı beslen sağlıklı yaşa” diye. Her seferinde geçiştiriyordum ama öyle güzel güzel, tatlı tatlı söylüyor ki. Hemen hemen her besinin neden zararlı veya yararlı olduğunu, salatamda ne kullanırsam metabolizmamın daha hızlı çalışacağını hepsini biliyor ve bana anlatıyordu. Ben hep sallıyordum açıkçası ama o hiç bıkmadı ve ben bir sabah kalktım ve zayıflamaya sağlıklı beslenmeye karar verdim.
Günlerden 29 mart 2013 Cuma idi.
Sabah kalktım ama
güzel tarafımdan kalmışım J uykumu
almışım falan. Eka’nın anlattıklarından aklıma girmiş “sabah yumurta ye mutlaka
tok tutar” Canım kaşarlı omlet istedi. Ben genelde sabahları güzel kahvaltılar
hazırlamaya üşenirim, en sevdiğim öğündür o ayrı. Üşengeçliğim üstümde değil, yaptım omletimi yanına yalnızca kaşar ve salatalık koydum. Çayıma şeker atmak
içimden gelmedi. Yalnızca iki dilim ekmek çıkardım. Kahvaltımı ettikten sonra diyet
ve sağlıklı beslenmeyi düşündüm. O günde televizyonda Canan Karatay vardı. Evi
toparlıyordum ve o sürekli her şeyin doğalını yemekten, işlenmiş gıdaların
zararından sağlıklı bir hayat sürmekten bahsediyordu. İşlenmiş gıdalardan uzak
durmak benim için çok kolay değil ve hemen gerçekleştiremem ama şu aşamada
biraz biraz çabalayabilirim. Kalorisi daha düşük şeylere yönelebilirim diye
düşündüm. Kimse kafama kakmazken bir anda bir günde buna karar verdim.
Evde mekik çekmeye
başladım. Her gün olmasa da iki günde bir yürüyüş yapmaya çıktım. Zaten kısa
mesafeler için taksiye binmektense yürümeyi tercih eden biriydim. Her gün spor
adına bir şeyler yapmaya çalıştım. Tuvalet ve mutfağa gitmek harici hareket etmez
olmuştum. Kendimi sıkmadan ne yapabiliyorsam başlayayım dedim. Bir günde 10 15
mekik mi tamam benim için. Evde şu spor bisikletlerinden var, harika muhteşem
bir bisiklet değil ama benim spor yapmama yardımcı, 15 dakika mı binebildim
tamamdır. Zamanla arttırabilirim yeter ki içimden gelen şevk kırılmasın.
Benim boyum 1.60
azıcık güdüğüm J Kilom 65
olmuştu sanırım hiç bu kadar dobik olmamıştım. Kasımda işten çıktığımda 57
kiloydum. Beş ayda 8 kilo almışım oha yani.
30 Mart’ta 64.20
kiloydum. Azıcık spor ve nispeten sağlıklı ve az kalorili şeyler yiyerek bugün
60.80 kiloyum.
Diyeceğim şu ki
insanların sürekli size bundan bahsetmesi boş. Bir gün bir sabah tamamen
içinizden gelerek yalnızca bu fikri siz sokabilirsiniz aklınıza. Ve kilo vermek
o kadar da zor değilmiş. Tabi ki bazen deli gibi oburluk yapmak istiyorum. O
zamanlarda verdiğim bir kilo bile beni engelliyor. Emeklerim boşa mı gitsin
diyorum.
Tabi ki Eka’nın
etkisi bende büyük. Kız belki dört aydır falan bana sağlıklı yaşamdan, hafif
şeyler yemenin huzuru ve rahatlığından bahsedip durdu. Tarifler, tüyolar verdi.
Bir gün oldu işte karar verdim J
Umarım kilo vermek
isteyen biri yazımdan ilham alabilir. Benim hikayem bu bakalım. Sevgiler.