Beşinci
sınıfın sonuna kadar müzik dersi benim için Ilgaz anadolunun sen yüce bir
dağısın ve evreşe yolları dar, bana bakma benim yarim var şarkılarından ibaret
ve gayet eğlenceliydi. Orta bire ne zaman geçtik müzik dersi benim için bir çin
işkencesine döndü.
Hoca
herkesin bir fülüt edinmesini söylemişti. Annemlerle gittik bana güzel sarı bir
fülüt aldık. Canım fülüdüm, kendimce üfleyip ev ahalisinin kafasını şişirmek
suretiyle dört dönüyordum. -Yine grip falan oldum sanırım- notaları
öğreneceğimiz ilk müzik dersini kaçırdım. Diğer hafta müzik hocamızın yanına
gittim, en çalışkan, bilgiye aç, en sevimli halimle “öğretmenim ben geçen hafta
gelemedim, bana da notaları öğretir misiniz” dedim. Karının yanına gitmeden
hayal ediyorum, hoca bana notaları gösterecek ben hepsini öğrenip, sınıfın en
harika fülüt çalan öğrencisi olacağım. Öyle yetenekli çıkacağım ki başka
üflemeli çalgılar falan üfüüüü kimse önümü alamayacak. Ama sevgili hocamız F.U.
bana hiç hayal etmediğim alelade bir tavırla “git hepsini geçen hafta gösterdim
sende geçir müzik defterine, ezberlersin sonra” dedi. HÖNK. 8 tane nota
gösterecek alt tarafı, ağzın mı yorulacak be kadın. Benim için müzik dersi o an
bitmişti. Ne notaları defterime geçirdim, ne de ezberledim.
Diğer
müzik derslerinde kitaptan bakılacak, şarkı fülütle çalınacak. Hepsinin altına
yazıyorum ne notası olduğunu okuya okuya çalıyorum. Bir iki tamam. Daha sonra
altına yazmamız yasaklandı. Artık görünce tanıyacakmışız notaları. Hiç umrum
değil. Hayatta daha bir kuvvet bana ezberletemez o notaları. Ben yine yazdım
paşa paşa hepsinin altına do re artık neyse. Şarkıyı çalma sırası bana geldi
okuya okuya çalıyorum yine hoca kitabımı gördü. “yazmak yasak artık bilmiyor
musun” dedi. “yazmadan çalamam, notaları bilmiyorum” dedim. Bıdı bıdı konuştu
bir ton. Aldı başka arkadaşın kitabını önüme koydu orada yazmıyor ya notaların
ne olduğu. “çal” dedi. “çalamam” dedim. “çalmıyor musun” dedi. “çalmıyorum”
dedim”. O dönem karnesine müzik dersi 1 gelen ilk ve tek öğrenciydim. Tabi ki
de beni bırakamazdı. İnatlaşa inatlaşa bitti o dönemler. Orta okul biter bitmez
sinirden ağız kısmı dişlenmiş fülüdümü attım.
Sevgili
müzik hocam F.U. senden nefret ediyorum. Hala notaları bilmiyorum,
ezberlemedim. O gün kocanla kavga mı ettinde beni tersledin ne yaptın
bilmiyorum. Ama sen hiçbir işe yaramayan, hiçbir yere gelemeyecek gıcık kadının
tekisin. Sevgiler.
Zaten öğretmenler bu dünyaya bir şey öğretmek için değil bizi okuldan soğutmak için geliyorlar.
YanıtlaSilMerhaba... bütun ögretmenler ayni degil ama...beni de Lise 1 de fizik dersinden sogutan bir hocam olmustu.... sinifta ayni yoldan problemi cozen 2 ögrenciydik, ilk önce sinavda benim nerede oturdugumu sordu,öbur arkadasima soramazdi, cunku sinifin caliskan ogrencisiydi, sonra tahtaya kaldirip problemi tekrar cozdurdu, sonunda da bu problemi senin cozdugune ikna olmadim dedi ve 2 puanimi sildi... serde genclik vardi gikimi cikaramamistim...ölduyse nur icinde yatsin diyemiyecegim...anilar ah anilar beni 40 yil onceye goturdun Deniz...
YanıtlaSilg.c
g.c
neredeyse bir ay olucak
YanıtlaSilyeni yazılarını bekliyoruz..
adsız 1
YanıtlaSilhaklısın :)
g.c.
Yoksa şu meşur fizikçiden mi bahsediyoruz. bizde genetik bence fen derslerini sevmiyoruz hocalarınıda sevmiyoruz :))
adsız 2
demek ki ruh eşimi bulalı 1 ay olmuş :) vaktim olmuyor eskisi kadar rahat olun gençler :)