17 Ocak 2012 Salı

para kazanmak çok zor !

Bir sene dört ay on yedi günlük iş hayatımda bugün bir ilk yaşadım. Bir müşteri bana hadsiz olduğumu söyledi. Evet, evet tam olarak böyle söyledi. Şimdi olayı anlatayım.

Sabah kitap kolileri gelmiş, açılmaya devam ediyordu. Yani her gün ki olağan işler. Poffy boyaları bir kutu içinde gelmişti. Kitapçı arkadaşlar fiyat basmam için kasa arkasına bırakmışlardı. Önce aldım tek tek boyaları inceledim, cart pembesi ve sarısı çok tatlı diye düşündüm J (poffy boya; her hangi bir yüzeye sürdüğünüzde kabarık duran boyadır. Tanesi 2.50TL dir) Ben bunlarla uğraşırken bir müşteri “size bir kitap sorabilir miyim?” dedi. Arkamı döndüm “buyrun” dedim ve elimdeki kutuyla kasadan çıkıp yanına gittim. Aynı anda boyaları yerine yerleştirdim. Bayan bana sırtını döndü ve masasında telefonla görüşme halinde olan müdürüme “pardon bir kitap sorabilir miyim?” dedi. İçimden “g*t kız telefonla konuşuyor nasıl yardımcı olsun” diye geçirdim yalan söylemeyeyim. Kendimi tekrarladım “hanımefendi, buyrun?” bayan bana döndü “öğretmek gibi olmasın, benimle bu ses tonuyla konuşamazsın!, kendine çeki düzen ver. Beni sevmemiş olabilirsin. Ama benimle bu şekilde konuşamazsın” dedi. Bayan bunları söylerken istem dışı kaşlarım yukarı kalktı, gözlerim yuvalarından dışarı fırlamaya başladı. Şok olmuştum. Bu kez de içimden keşke hiç arkamı dönmeseydim sana cevap vermeseydim diye geçirdim. “tamam” dedim. Müdürümü işaret ederek “arkadaşım ilgilensin sizinle” dedim kasa önünü düzeltmeye başladım. Vücudum kasılmış, beynim karıncalanmıştı.

Bu bir buçuk senede iş değil insanlar yordu beni. İnsanlarla uğraşmak çok zor. Bir örnek vereyim; kasiyersiniz kasaya arkanız dönük bir işle meşgulsünüz. Gelen müşterilerin %80i kasaya geldiklerini ve ödemesinin alınmasını istediğini şöyle gösteriyor;
-       Aldığı kitap, dergi veya her neyse kasaya atarcasına ses çıkararak
-       Şunları alabilir miyim? (ama tonlama şu şekilde; hadi seni mi bekleyeceğiz işin bize hizmet etmek pis köle)
-       Bakacak mısınız?
-       Öhöm öhöm (gırtlak temizleme sesi çıkararak)
%20sine canım feda onlar ödemeye geldiklerini şu şekilde gösteriyorlar;
-       Kolay gelsin, ödemeyi size mi yapıyoruz?
-       İyi günler / iyi akşamlar ödeme yapabilir miyim?
İşte bunlar emeğe saygılı, komplekssiz insanlar. Halden, emekten, yorgunluktan, çalışıp kazanmaktan anlayan, insan saygısı olan insanlar. 
Öküzlük yapmanın bir alemi yok değil mi? Neden birbirimizden günün bütün hıncını çıkarıyoruz. Orada hizmet veren benim diye neden bütün hıncını benden çıkarıyorsun. 

Öyle müşteriler geliyor ki alacağı kitabı elime uzatmıyor, kasanın diğer ucuna bırakıyor, ben onu alıp barkodunu okutuyor, tutarı söylüyorum bay veya bayan arkasını dönüyor hiçbir şey demeden bakınıyor, sonra bana dönüp “kaç?” diyor. Yeniliyorum tutarı, kredi kartını veya parayı önüme atıyor. Evet, gerçekten atıyor kelime manasıyla. Hiçbir kinaye, ima, abartma yok hoop atıveriyor. Onu alıyorum işleme devam ediyorum. Bunlar öyle ucuz öyle sığ insanlar ki. Yazık benim gibi genç çalışanları hayattan soğutuyorlar. Sonrada büyükler söylenmeye başlıyor “gençler şöyle saygısız böyle saygısız” Yok efendim değiller. Benim genç müşterilerim her zaman anlayışlı, her zaman güler yüzlü, hoşsohbet insanlar. Hal hatır sorarlar fikir alıp fikir verirler. Ve tabi diğer müşterilerimin hakkını yiyemem ama büyük bir çoğunluk “sen burada parayla çalışan bir ucubesin, ben müşteriyim. Bağırıp çağırabilir, seni küçük görebilirim. Buraya geldiysem bu hakka sahibim, ben, sana sahibim.” Kafasındalar. Bazısı mağazanın en arkasından çirkef bir ses tonuyla bağırır “ilgilenecek biri yok mu?” neden bağırıyorsun be kadın/adam. En kötü ihtimal gel kasaya, birini çağırmamı söyle.

Yoruldum. İnsanla uğraşmak çok zor. Biliyor musunuz göz ucuyla da olsa ufak ufak iş bakıyorum. Yapabilir miyim başka yerlerde, bana göre mi diye tartıyorum kafamda. Bu genç yaşımda masa başı bir şeyler bakıyorum. İnsanlarla uğraşmayayım diye. Bazen işten çıktıktan sonra kimseyle konuşmak istemiyorum, çok sinirli oluyorum. Çünkü bütün gün insanların elektriklerini emiyorum. Çalıştığım o sekiz saatten sonra kimse bana bir şey sormasın bende anlatmayayım istiyorum. Para kazanmak gerçekten zor. Sevgiler.

5 yorum:

  1. puccanın günlüğünden sonra denizinkalemini okumak mikemmel :) vallahii zorr insanlarla uğraşmak cok zor :)insan 50 yasnda kadın hissedio kendini valla :)

    YanıtlaSil
  2. ne iş yaparsan yap, içinde insan varsa zor..
    ne öğrendim biliyo musun? bir insan hayatında bişeyler başarmışsa, yaptıklarıyla tatmin olmuş ya da hala yapabiliyorsa kendisine saygısı vardır. kendisine saygısı olan da o canın feda olan %20. bir de hayatında hiçbi işe yaramamış, yaramadığının da bilincinde olanlar var. kendilerine saygı duymadıkalrı için saygıyı dışarıda arayanlar. en ufak bişeyde komplekse girenler. ve onlar için kendini üzmemelisin. sadece onlar için üzülebilirsin..

    YanıtlaSil
  3. :) haklısın. kendime kızıyorum bazen çok hassas davranıyorum ama işte..

    YanıtlaSil
  4. Deniz'cigim, ben senin yerinde olsam su felsefeyi edinirim; ileride yazacagim kitab icin bu insan turlerinin bana faydasi olacak..

    Ben de satis elemani olarak calismaya basladiktan sonra ben de bunlarin dustugu duruma dusuyor muydum acaba diye girdigim dukkanlarda cok dikkatli olmaya basladim...

    Sevgiler, yazmaya devam et, seni zevkle okuyan bir teyzen var. G.C

    YanıtlaSil
  5. teşekkür ederiiim denizin teyzesii :)

    YanıtlaSil