3 Aralık 2012 Pazartesi

Braun Saç Düzlestirici peh

Öncelikle tüm bunları akıl etmemi sağlayan üniversitedeki Kazım hocama teşekkürü bir borç bilirim :)

Mayıs ayındaki “SAÇ ÖNEMLİ ARKADAŞIM” adlı yazımda, 2007 yılında aldığım Braun marka düzleştiricimden çok çok memnun olduğumu kablosundaki temassızlık yüzünden çalışmadığını, gidip aynısından tekrar aldığımı söyledim.
 Aslında dediğimin arkasındayım. Benim sorunum Braunla değil Braunnun yetkili servisiyleydi. Ama yaşadığım olaydan sonra bir daha Braunu hayatıma sokmamaya karar verdim. Satış sonrası hizmet sıfır! Şimdi size başımdan geçen rezil hikâyeyi anlatayım.
 İlk Braun düzleştiricim eskiyince, 8 Ocak 2012 tarihinde İçerenköy Carrefour da ki Boyner mağazasından bir tane daha aldım. Dört ay sonra düzleştiricim arızalandı. Bende garanti belgesinden bana en yakın yetkili servise baktım. 21 Haziran 2012 tarihinde düzleştiriciyi teslim etmek üzere servise gittim.


Yetkili servisin adı:
SERVİSTANBUL Elektrikli Ev Aletleri Pazarlama & Servis Hizmetleri 

Dükkana girdim kimse yoktu. “Merhaba” diye seslendim. İçeriden bir bayan geldi. Bayana düzleştiriciyle ilgili sorunumu anlattım servise gönderilmesini istediğimi söyledim. Bayan ciddiyetsiz bir tavırla “Valla ablacım şimdiden söyleyeyim bir aydan önce gelmez.” Kadının bunu demesiyle tüylerim diken diken oldu. Bu nasıl bir üslup işini yap güzel kardeşim. Yasal sürenin 15 iş günü olduğunu bir gecikme olursa hukuki yollara başvuracağımı söyledim. Ürünü teslim edip bir kayıt belgesi aldım. Kadının konuşmalarının alt metninde “Bana bulaşmada ne bok yersen ye” vardı açıkçası. Hali tavrı bunu gösteriyordu.

15 iş günü doldu. Direk Braunu aradım. Derdimi anlattım. Ürüne değişim yapılmasına karar verilmiş. Değişim olacağı zaman 30 iş günü olabiliyormuş. Eyvallah. 30 iş günü (ki bu 6 haftadır) sonra aradım. Ürün yurt dışından henüz gelmemiş. Gelince bizzat kendileri arayacakmış. Eyvallah. Bir hafta falan geçti tekrar Braunu aradım. Konuyla ilgili arkadaş yıllık izindeymiş. Eyvallah. Bu sefer bir kez de Servistanbulu arayayım dedim. Derdimi bayana anlattım. “Ben firmayı arayıp size geri döneyim” dedi. Tamam deyip kapatıyordum ki. “Telefon numaranızı alabilir miyim” dedi. Kendisine ürünü verdiğimde bana kayıt açtığını o zaman telefonumu verdiğimi. Oradan bakabileceğini söyledim. “Hee.. Evet ama şimdi o evraklar uzakta ben bir numara alabilsem” dedi. İçimden senin yapacağın işe profesyonelliğine s*çiiim diyip verdim numaramı. Hayır k*ç kadar dükkan ne kadar uzakta olabilir yani. Üşengeç! Yarım saat oldu tık yok kırk beş dakika oldu yok. Aradım servisi tekrar. “Biraz önce konuştuk beni arayıp haber verecektiniz? Telefonumu aldınız hani?” “Ah şimdi sizi arayacaktım bıdı bıdı bıdı ürün geldiğinde size haber vereceğim”

Hee öyle mi arkadaş pekala. Tüm yasal süreler dolduğuna göre, ben hakkımı arayayım sizinle uğraşamayacağım daha fazla. Hemen Tüketici Danışma Hattı ALO 175 i aradım. Derdimi anlattım. Bana izlemem gereken yolu tane tane açıklayarak anlattılar.
Servis kayıt belgesi
Ürünün faturası
Garanti belgesi
Yazdığım belgelerden üçer kopya alıp, oturduğum yerin bağlı olduğu kaymakamlığa gittim. Şuaraya dikkat çekmek isterim ki Ürününüzün garantisi bitene kadar faturanızı saklayın. Şayet ben faturamı saklamamış olsaydım hakkımı savunamazdım. Lütfen sizde faturalarınızı saklayın. Her neyse ben gittim kaymakamlığa. Tüketici hakem heyetine çıktım. Orada ton ton bir amca vardı. Boş bir masaya oturttu beni, önüme bir dilekçe verdi ve nasıl dolduracağımı anlattı. Dilekçemde para iadesi istediğimi yazdım, ondanda üç kopya aldım. Hepsini üç grup halinde zımbaladım. Oradaki ton ton amca kontrol etti. Büyük bir defter işledi. Bana bir takip numarası yazdı ve dört ay sonra kaymakamlığı arayıp numaramı söyleyip sonucu öğrenebileceğimi söyledi. Adamın dedikleri bende şok etkisi yarattı. Dört ay mı? Tüm bu süreç dört aydan önce sonuçlanmıyor maalesef. Kaymakamlığa başvururken dört ayı gözden çıkaracaksınız. Düşündüm zaten düzleştiricinin bana geleceği yok dört ay beklesem ne olacak. Ayrıca hakkımı arıyorum. Benim lehime sonuçlanacak bir olay. Neden dört ay için kaçayım ki. “Tamam abi” dedim. Hakkımı aramış olmanın inanılmaz güzelliğiyle ayrıldım kaymakamlıktan.


Bir hafta sonra telefonumda beş cevapsız gördüm bir ev numarası. Yüreğim ağzıma geldi, birine bir şey oldu diye. Geri aradım. Ana Boyner! Karşıma çıkan bayana önce ismimi sonra telefonumda taraflarından beş cevapsız olduğunu, sebebini öğrenmek istediğimi söyledim. Kadın tam bir öküzdü. “EE aramışız, evet, bir dakika, konu ne, he dur bağlıyorum. Şeklinde bir konuşmadan sonra telefonu bağladığı bayan, dilekçemin ellerine geçtiğini ve konuyu aramızda halledip halledemeyeceğimizi sordu. “Kaymakamlıktan gelecek sonucu bekleyeceğim ilginize teşekkürler” dedim. Ertesi gün tekrar aradı ve prosedürün ilerlemesi için servisin ürünü kargolaması gerektiğini, ancak servisin “kargo bedelini ödeyemem yollamıyorum” dediğini söyledi. Dört ay beklemektense ürünü servisten alıp, Boynere gelirsem para iademi gerçekleştireceklerini söyledi. “Tamam” dedim.

Şimdi birincisi benim düzleştiricim servisteyse salak kadın neden beni arayıp haber vermedi. İkincisi acaba düzleştirici eline ne zaman ulaştı. Üçüncüsü servisi batırmak istiyordum, olan Boynere oldu. Ürünü Boynerden aldığım için muhatabım Boynermiş. Her neyse önce servisi aradım ürünü hazırlamalarını geldiğimde onlarla muhatap olmak istemediğimi söyledim. Sanki iltifat ediyorum. Evet efendim, hazır efendim, bekliyoruz efendim. Ben hayatımda bu kadar ciddiyetsiz, bu kadar acemi, bu kadar yalaka insan görmedim. Ben gidersem kavga çıkaracaktım. Annem ürünü almaya gitti. Ben ürünü Boynere götürüp muhasebeden paramı geri aldım.

Yani anlayacağınız, varsa bir sorununuz çözüm aramaktan kaçmayın. Bakın haklıyım ve öyle böyle lehime sonuçlandı durum. 179 lira az değil neden düzgün hizmet alamayasınız ki. herkese bol şans, sevgiler :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder