5 Nisan 2012 Perşembe

Okuma bilen öküzler



Müşterinin en tehlikelisi acelesi olandır. Lafı ağzına tıkarda durur, ne dediğini anlar, ne dediği anlaşılır. Bu tip müşteri genelde bayan olur. Eşofman altı üzerine kapşonlu giyer. Özenilmemiş gibi duran ama muhtemelen yarım saatini alan toplu sarı saçlara sahiptir. Sağa sola koşuşturur, telefonu çalar, kahvesi dökülür, çocuğunun çişi gelir, kocası hadi hadi der. Aaiiyy illettir onlar. Çok rica ediyorum mağazamıza gelmeyin, hatta mümkünse toplum sağlığı için siz evden dahi çıkmayın.
Bazen de ne istediğini bilmeyen hıyarın teki gelir. Bu tip müşteri genelde erkektir En son cin alinin maceralarını okumuştur. Yakın bir zamanda okuyabildiğini hatırlayıp, bu özelliğini geliştirmeye karar vermiştir. Genelde pembe gömlek, siyah kumaş pantolon giyer. Küçük parmağında kafam kadar bir yüzük vardır. Elinde cüzdan, cep telefonu, araba anahtarları vardır. Mağazaya telefonla bağıra bağıra konuşarak girerler. Önce bir iki volta atarlar tüm dikkatleri üzerlerine çektiklerine emin olduktan sonra telefonu kapatır. Anahtar, telefon, cüzdan üçlüsünü ilk masanın üzerine koyar. Eline gelen ilk kitabı ismine dahi bakmadan tam ortasından açıp okurmuş gibi yapmaya başlar. Bu esnada aklından; “ulan en son ne okudum? Bizim hıdır ne demişti ya? Heee he siktir etmiş kitabın adı. Yuahahahuyaayy siktir et diye kitap mı olur? yuoaahhah” Bu tip gelişimini tamamlamamış et parçası genelde en çok satan kitapların konulduğu masadan bir şeyler seçer. Kasaya geldiğinde bozuk parası olsa bile 100 lira verir.
Her gün bunlardan 3-4 tane mutlaka gelir.
Raftan bir kitap almak üzere Türkçe roman bölümüne gittim. Orada bekleyen öküzden hallice adam geldiğimi görür görmez.
Yauuvv bir kitap bakıyorum sordum yokmuş bir de siz baksanız. Ne biçim yer yaauuv aradıklarımızı bulamaacak mıyız?
-Nedir aradığınız kitap? Şubelere bakalım varsa oradan getirelim.
Yokmuş yaa baktı arğadaş. Yok mu şöyle önereceğeniz bişiğ.
-hmm en son ne okumuştunuz? Nasıl kitaplar hoşunuza gider?
Vallaha ben böyle aşkının peşinde koşmuş böööle ne bileyim eski aşglar anlıyor musun? Böyle aşgklı bişiy.
Aklımdan geçenler yüzüme yanısımasın diye dua ederken hmm evet gibi şeyler söyledim. Sonra okuduğu kitaplardan falan bahsediyordu ama adamı incelemekten, öküz ayıya bak diye geçirmekten dinleyemiyordum. O sırada gözüme Sabahattin Ali’nin kitapları ilişti. Kürk Mantolu Madonna’yı okudunuz mu dedim.
Kimmiş onun yağzarı?
-Sabahattin Ali
Allah Allah yeni yeni yağzarla türedi ha!
OHA ! Şoke oldum. Ağzımdan “yapmayııın Sabahattin A…” çıktı yalnızca çok uzak noktalarda olduğumuzu anladım. Ne ben anlatabilecektim, ne de o anlayabilecekti. Bilmiyorsun en azından yorum yapma öyle değil mi. Sanki biri beni çağırmış gibi irkilip dönüp arkamı gittim. Kasaya geldi elinde “Kürk Mantolu Madonna” kitabı vardı. Yayık yayık gülüyor, lütfetmiş gibi konuşuyordu. Okuduktan sonra tekrar geleceğini söyledi. Kendince espriler yaptı. Yalnızca gülümsedim. Daha önceden de Dokuzuncu Hariciye Koğuşu kitabını gösterip “Peyami Safa’nın yeni romanı mı bu???” diye soranlarla karşılaştığım oldu. Bunun gibi o kadar çok şey geliyor ki başımıza. Bir de bu çeşit insanların hırslı, kaprisli, saldırgan olanları var. Neyse yine bahsederiz bunlardan. Sevgiler.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder