15 Mart 2013 Cuma

altı kardes


Üniversite sınavına o kadar çalışmamıştım ki bırak iki yıllık bir okulu kazanmayı, açık öğretime girebileceğimden emin değildim.

Tercih formuma bir baksanız yazmayan yok. Dört yıllık, iki yıllık birbirinden alakasız bir sürü devlet ve özel üniversite. Organik tarım bile yazmışım. Hangi kafayla yazmışsam? Ne düşündüğümü çok merak ediyorum yazarken benim tarımla ne işim olur? “Ben papatyaları çok severim yaz yaz bunu da yaz O Or organik tarım” diye düşündüm herhalde.

Sakarya’da bir iki yıllık tutturduğumu ekranda gördüğümde gerçekten çok şaşırdım. Tutmuş artık okunacak. Bölüm nedir? Pazarlama. İyi.. olur.. okunur.

E okul Sakarya’da mecbur yurtta kalınacak. Sakarya berbat bir şehir.

Yurda ilk girdiğimde içeride Sözcü ve Buket vardı yalnızca. Diğer kızlar geldiğinde elektrikler kesilmişti. İsim hafızam bok gibi olduğu için sadece “Yüzlerini de görmüyorum isimlerini nasıl ezberleyeceğim” diye düşünüyordum. İlk gece epey oturduk. Yanlış hatırlamıyorsam ramazandı. Aramızda bazıları oruç tutuyordu ve sahura kadar oturmuş olabiliriz.

Hayatımda ilk defa yeni tanıştığım biriyle aynı odayı paylaşacaktım. Tek çocuk olduğum için başkasıyla aynı odayı paylaşmaya alışık değilim. Hatta arkadaşlarımda kalmayı bile sevmem. Yalnızca evimde olduğumda huzurlu uyuyabilirim.

Gece Büşrayla beraber sohbet ettik ve uykuya bıraktık kendimizi. Ona bakarak yatmamalıyım diye düşündüm. Rahat etmeyebilir ya da yeni tanıştığım birine bakarak ben uyuyamayabilirim. Arkamı döndüm ve uyuya kaldım. Gece gayri ihtiyari ona dönmüşüm. “Yapma” diye bağırmasına uyandım. Gözlerim bir anda fal taşı gibi açıldı “Noluyo be?” diyiverdim. “A sen ıslatmıyor musun beni?” “Yoo” “A tamam alışacaksın artık ben böyle konuşurum arada”. Ödüm bokuma karışmıştı. Yaşadıklarım gerçek miydi? Gerçekten konuşmuş muydu? Yoksa ben o kadar mı huzursuz yatmıştım, hayal mi görüyordum. Arkamı dönüp bildiğim duaları falan okumuştum hem de ışık hızında. Dört beş duayı döndürüp döndürüp okuyorum. Yine uyuya kalmışım.

Sabah sormaya çekindim bir süre. Sonra sordum ve öğrendim ki gece konuşurmuş. Minnoşum benim zamanla alıştım konuşmalarına J Bir keresinde sinemayla ilgili bir şeyler söylemişti. “Tamam” demiştim susmuştu ehehe.

Hepsi canım benim, zamanla aynı yatakta falan yattık altı kız. Nasıl huzurluydum. Öyle alıştık birbirimize. On üç kız falandık zaman içinde altı kişi kaldık.

Bazen öyle özlüyorum ki sabahlara kadar sohbet eder, yatakları bir odaya taşır uyurduk beraber. Gece üçte mutlaka çiğ köfte yerdik. Sakarya’yı, yerleri, mekanları, tanıştığım diğer insanları, okulu asla ama asla özlemiyorum. Yalnızca kızları ve yurt dairemizi istiyorum.


Olur da yurtta arkadaşlarını çok seven bir kız okursa yazımı ona öğüdümdür. Birbirinizle daha çok vakit geçirin, başkalarıyla değil. Daha az uyuyun, çok gezin, çok konuşun, çok gülün JSevgiler.


Bizim kızlara sor ezbere söylerler bu şarkıyı o kadar çok dinlerdim ki.
Bir dinle derim.

2 yorum:

  1. bana ilk yurt arkadaşlarımı hatırlattı yazın.
    evimdi 210, ailemdi içeridekiler.
    nasılda kol kanat germişlerdi bize.
    o kapıdan girdiğimde geride bırakırdım herşeyi.
    bir portakalı 8e böler yerdik.
    ne güzel günlerdi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. en güzel günlerdi belkide
      hiç bir şeyde yok o tat

      Sil