16 Ağustos 2013 Cuma

en iyi patrona veda

Hızlı bir şekilde başlayan çağrı merkezi kariyerim aynı hızda son buldu.


Bildiğiniz gibi bir yardım vakfının işlerini yapan çağrı merkezindeydim. Bir nevi modern dilencilik. Vakıfla bir şekilde münasebeti olmuş kişileri arayıp düzenli bağışçı yapmaya çalışıyor veya mevcut bağışçıların bağış miktarlarını arttırmaya çalışıyor bunun üzerinden de prim alıyorduk.

Diğer yazımda da dediğim gibi patron lokum. Biz ofise gidince masamızı, ışığımızı her şeyi hazır ederdi. Kalemimize kadar ilgilenirdi. Memleketine (isveç) gittiğinde bize çeşit çeşit çikolatalar getirmişti. Tabi ben ebedi diyetteyim çok yiyememiştim J Biz çalışırken bitki çayları hazırlar getirir bırakırdı masamıza. Egosuz, anlayışlı, sonuç odaklı on numara patrondu. Sanırım bir daha böyle bir patronum olmaz.

Peki derdin ne Deniz? Neden ayrıldın işten?

Akademinin yetenek sınavına nasıl hazırlanacağım? Hadi hadi kendimi kandırmayayım. Her gün aynı metni okumaktan, bağışçılarla aynı şeyleri konuşmaktan çok sıkıldım. Sanki her gün birbirinin aynısı. Bir iki kez de ters adamlarla konuşunca tuz biber oldu ve bana ayrılan sürenin sonuna geldik.

İstifa etmeden önce aklımdaki tek şey "Philippe için zorluk çıkar mı acaba"ydı. Ama erteledikçe ayrılmak daha da zorlaşacaktı.

İstifamı söylediğimde Philippe üzüldü, valla üzüldü, anladım yüzünden. Kendimi övmek olmasın ama hem sorumluluk sahibi hem de güvenilir bir çalışanımdır. Vedalaşırken istediğimde geri dönebileceğimi, kapılarının açık olduğunu söyledi. Ne yalan söyleyeyim çok hoşuma gitti J

Kitapçı işinden sonra çağrı merkezi sayfasını da kapatmış oldum böylece.


Sevgiler.


Çalışırken beni izleyen kedi ehehe 

*iş ahlakı gereği fotoğraflar abidik bir şekilde tarafımca sansürlenmiştir.

2 yorum:

  1. ex patronun çok tatlıymış :D
    Tatlıdan kastım iyi, aferin ona o manada. Yoksa erkek halimle sarkmıyorum :D:D

    YanıtlaSil