15 Şubat 2012 Çarşamba

Yakamız ve Kartımız

Bizim iş yerinde yaka kartı büyük kaos genelde kimse kartını takmak istemiyor. Bense severim yaka kartı, ne bilim aynı t-shirtler falan. Takım olmak, birlik olmak benim hoşuma gidiyor. Gerçi yaka kartımı kırdığımdan beri takmıyorum pek. İşten ayrılacağım neredeyse hala bir fotoğraf getirip yenisini çıkartmadım.
Çünkü vesikalık fotoğrafım kalmadı. Vesikalık fotoğraf çektirmek, dünyanın en gerilimli işlerinden bence. Bir kere hayatında ilk ve son kez göreceğin bir adama poz veriyorsun. Hayır sıradan bir poz olsa canımı ye. Tüm mimiklerinle oyun hamuru gibi oynadıktan sonra, hiç rahat olmadığın bir şekilde seni bırakıyor, ve sakın kıpırdama diyor. O anda yüzümdeki her doku kaşınmaya başlıyor sanki saç diplerim bile. Ayrıca o gün fotoğraf gününde olman gerekli. Saçının şekil alası olmalı o gün. Sonra uykunu alıcan giyeceğin t-shirtü seçicen. Fotoğrafçı deklanşöre basıp tüm ışıklar bir anda sönüp aydınlandığında da şaşırmamalı, yüzündeki milimetrik ayarı bozmamalısın. Stüdyodan çıktığında da elinde olan 12 adet bir gözünün daha küçük çıktığı vesikalık. Pehh.
Biz iş yerinde bazen çok gülüyoruz. Mesela bazı sabahlar kartlarımıza notlar bırakıyoruz. Başka bir sabah kartımızda bunlarında bulabiliyoruz. Remzi’de çalışmak çok keyifli ve eğlenceli. İnsanlar kendilerini kaybetmediği sürece. Sevgiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder